PROF. DR. BAYRAM ALTAN ULUSLARARASI KONFERANSTA AÇILIŞ KONUŞMASI YAPTI

İstanbul’da düzenlenen  Konferansa katılan İslam Ülkeleri Akademisyenler Birliği Genel Başkanı ve Başbakan Eski Danışmanı Prof. Dr. Bayram ALTAN,  açılış konuşmasını yaptı.

Taksimdeki  5 yıldızlı  Otellerden birinde  düzenlenen Konferansa Türkiye’den  ve 22 Ülkeden Rektör, Dekan, Üniversite Öğretim Üyeleri , yerli ve yabancı bazı Üniversite Öğrencileri  katıldı.

Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan Konferansta birlik, beraberlik, kardeşlik, mesleki dayanışma ve kültürel işbirliği vurguları yapıldı. Kısa bir tanıtımdan sonra açlış konuşması  yapmak üzere  Prof. Dr. Bayram ALTAN, kürsüye davet edildi.

Yerli ve yabancı konuklara hitap etmek üzere kürsüye gelen İslam Ülkeleri Akademisyenler Birliği  Genel Başkanı ve Başbakan Eski Danışmanı Prof. Dr. Bayram ALTAN, sözlerine şu cümlelerle başladı:

Sayın Rektörlerim,

Değerli Öğretim Üyeleri,

Kıymetli Misafirler,

ve basınımızın güzide mensupları,

Sivil Toplum Kuruluşları olarak düzenlediğimiz   “BİLİMSEL ARAŞTIRMALARIN VE YAZMA ESERLERİN KÜLTÜREL YAPILANMAYA ETKİLERİ”  konulu  konferansa hoş geldiniz diyor ve hepinizi selamların en güzeli olan Allah’ın selamı ile selamlıyorum.

Davetimize icabet ederek ülkemizin çeşitli üniversitelerinden ve 22 ülkeden gelen siz değerli   Öğretim Üyelerine  ve  teşrifleriyle bizleri onurlandıran seçkin konuklarımıza  şahsım ve huzurunuzda isimleri yazılı olan Sivil Toplum Kuruluşlarımız  adına teşekkür ediyor  ve saygılar  sunuyorum.

Değerli Hazirun,

Topluma hizmet sunmak amacıyla hareket eden, gönüllü insanlar tarafından kurulan, siyasi yönü bulunmayan ve  kâr amacı gütmeyen kuruluşlar; şüphesiz sivil toplum kuruluşlarıdır.  Bunlar, pek çok ülkede olduğu gibi ülkemizde de, genellikle toplumun dinamik, değişime öncülük eden ve toplumun  duyarlılıklarını dile getiren kuruluşlardır.

İşte İstanbul’da kurmuş olduğumuz İslam Ülkeleri Akademisyenler Birliği ve Uluslararası Üniversiteler Birliği de bunlardan sadece iki  tanesidir. İyi niyet ve sorumluluk duygusuyla yürüttüğümüz faaliyetler, aydınlık ve huzurlu bir geleceğe doğru yürümemize son derece önemli ve yararlı katkılar sağlayacaktır. İşte biz de bugün,  ülkemizin  çeşitli üniversitelerinden ve 22 ülkeden gelen gönüllü bilim insanları olarak;  hizmet yarışında yeni, faydalı ve güzel bir çığır açmak  için buradayız.

Ülkemizde bilimsel araştırmalar, çalışmalar ve projeler,   Devlet eliyle teşvik edilmektedir.  Son 13 yılda Devlet eliyle yürütülen “Her şehire Bir Üniversite” kampanyası,  78 milyon insanımız tarafından büyük ilgi görmüştür. Bu kampanya sonucunda hemen her ilimize bir değil, birden fazla Devlet veya vakıf Üniversitesi kurulmuştur.  Bu yıl itibariyle sadece İstanbul’da  49 tane Üniversite bulunmaktadır. Türkiye genelinde ise 190 Üniversite kurulmuştur.  Bunlardan 114 tanesi Devlet Üniversitesi, 76 tanesi de Vakıf Üniversitesidir. Yaklaşık 14 yıldan beri iktidarı elinde tutan  istikrarlı, uyumlu ve başarılı  Hükumetimiz,  her yıl devlet  bütçesinden Milli Eğitim, YÖK ve ÖSYM için  milyarlarca  Türk Lirası  ödenek tahsis etmektedir.

Bu rakamlar, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin,  rakabet ortamında Eğitime, kültüre, Yüksek Öğrenime, Akademik çalışmalara, bilimsel araştırmalara  ne kadar  önem verdiğinin en açık belirtisidir.  Eğitime, kültüre, akademik çalışmalara verdikleri önem ve değerden dolayı başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN Beyefendi olmak üzere Sayın Başbakanınım ve Sayın Bakanlarımıza  şükranlarımızı sunuyoruz.

Değerli Öğretim Üyeleri  ve Kıymetli Misafirler,

Ülkelerin en değerli Kültür varlıkları arasında bulunan el yazması eserler ise; bilim, sanat ve kültür araştırmalarında dünyasının en otantik kaynağını  oluşturmaktadır. Yazma eserlerin papirüsten deriye, pamuk levhadan kağıda kadar uzanan uzun bir tarihçesi bulunmaktadır. Genellikle tarih, din, dil, felsefe, coğrafya, astroloji, fen bilimleri gibi çeşitli konularını ihtiva eden yazılan yazma eserler, yazıldığı dönem ve yere ait temel bilgileri bünyesinde toplamaktadır.

İslam Dünyasında ilk yazma eser, Peygamberimiz (s.a.s Efendimizin “ASHABİ KENNUCUMİ- Ashabım gökteki yıldızlar gibidir” buyurduğu sahabe-i kiramın güzide simalarından Hz. Osman( kerremallahü veche) döneminde başlamıştır. Hz. Osman (r.a), Kur’an-ı Kerim’i istinsah ettirerek bir nüshasını Medine’ye, diğer nüshalarını Kufe, Basra ve Şam’a göndermiştir. Daha sonra İslam Ülkelerinde kitap yazmacılığı gelişerek Tefsir, Hadis-i Şerif, Siyer-i Nebi, Fıkıh  gibi dini eserler yanında  tıp ve şiir ile ilgili telif ve tercüme eserler de yazılmıştır.

İslâm dünyasındaki yazma eser sayısı hakkında kesin bir sayı bulunmamaktadır.  Ancak, en fazla Arapça yazma eser koleksiyonu ; Türkiye, İran, Mısır, Irak, Suudi Arabistan, Fas, Suriye, Tunus, Yemen, Pakistan, Afganistan ve Cezayir‘ Ülkelerindedir. Bunlardan başka bazı yazma eser koleksiyonlarına az da olsa Nijerya, Filistin, Ürdün, Bangladeş, Kuveyt, Katar, Umman, Birleşik Arap Emirlikleri, Arnavutluk, Bosna – Hersek, Sudan, Çin Halk Cumhuriyeti, Rusya ve Endonezya gibi ülkelerde de rastlanmaktadır.

Türkiye’deki  en eski yazma eserler, 10. Asra dayanmaktadır. Yani ülkemizdeki  yazma eserlerin en eskisi,  yaklaşık  1000  yıllık bir maziye sahiptir.   Türkiye’de 100 binin üzerinde yazma eser bulunmaktadır. Bunlardan sadece 27 bin tanesi Ankarada bulunan Milli Kütüphanededir. Diğerleri ise çeşitli illerimizde bulunan  Üniversitelerde, devlet   kütüphaneleri ve müzelerinde,  resmi ve özel kuruluşlar ile  şahıslardadadır.Çoğunluğu Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine aittir. Türkiye’de yazma eser kütüphaneleri, alanında uzmanlaşmış birimler olarak etkin şekilde hizmet vermektedir.

Kültür mirasımız olan  yazma eserlerin toplanması, korunması, sağlıklı biçimde geleceğe ulaştırılması amacıyla  bilim, kültür ve sanat dünyasının hizmetine sunulması için Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı Türkiye Yazma Eserler Başkanlığı kurulmuştur.

Tarihi ve kültürel özelliği bulunan  Eserler, Devlet eliyle Türkiyenin 13 ilinde kurulan Yazma Eser Kütüphanelerinde araştırmacıların istifadesine sunulmuştur. İstanbulda Üniversiteler ve özel kuruluşlara ait kütüphaneler hariç sadece Kültür Bakanlığımıza  bağlı Selimağa, Beyazıt ve Millet adında  üç adet Yazma Eser Kütüphanesi mevcuttur.  Ayrıca Bursa’da İNEBEY, Edirne’de SELİMİYE, Çorum’da HASAN PAŞA, Kastamonu’da Merkez, Kütahya’da VAHİT PAŞA, Konya’da YUSUF AĞA, Diyarbakır’da ZİYA GÖKALP, Kayseri’de REŞİT EFENDİ, Manisa’da Merkez ve Sivas’ta ZİYA BEY Yazma Eser Kütüphaneleri bulunmaktadır. Yine bu konuda Ülkemizde; hat, tezhip, ebru, ciltçilik gibi geleneksel el sanatlarıyla ilgili sertifikalı veya sertifikasız eğitim programları ve kurslar düzenlenmektedir.

Kültür ve Turim Bakanlığı  bünyesinde; El yazması eserlerin tasnifi,  kütüphane ve arşiv tanzimi, bilgi ve belge yönetimi, Türk dili ve edebiyatı, Arap dili ve edebiyatı, Fars dili ve edebiyatı, tarih, geleneksel Türk el sanatları, taşınır kültür varlıklarının korunması ve restorasyonu, sanat tarihi bölümleri ile ilgili önemli bir Kurul bulunmaktadır.

Bugün olduğu gibi bundan sonra da uluslararası düzeyde ilgi alanımıza giren konularda  bilimsel  araştırmalar ve çalışmalar yapmaya, açık oturumlar, seminerler, paneller, konferanslar, sempozyumlar düzenlemeye devam edeceğiz.  Bugün yedincisini düzenlediğimiz uluslararası konferansımızın siyasi hiçbir yönü  bulunmamaktadır.  Ve bu toplantılarımız  devam ettiği müddetçe  bu özellik kesinlikle korunacaktır. Bundan emin olmanızı diliyorum.

Değerli Öğretim Üyeleri, Kıymetli Misafirler ve basınımızın seçkin mensupları,

Bugün düzenlediğimiz konferans nedeniyle davetimize icabet ederek  buraya kadar teşriflerinizden dolayı size ve değerli konuklarımıza şahsım ve tertip komitesi adına yeniden teşekkür ediyor,  hepinizi göndere çekilen bayrak gibi büyük bir ihtiramla  selamlıyor ve  en derin saygılarımı sunuyorum.

Previous PROF. DR. BAYRAM ALTAN MAKEDONYA DİNİ İDARE BAŞKANINI ZİYARET ETTİ

Leave Your Comment