Sevgili Gençler,
Allah tarafından mükemmel bir şekilde yaratılan ve sayısız nimetlere mazhar olan insan, zamanla bazı özellikler kazanır.
Bu özellikler, insanın manevi yapısına göre şekillenir ve farklı isimler alır.
Bazı insanlar “cömert”, bazı insanlar ise “cimri” olur.
Allah’ın kendisine lütfettiği nimetleri Allah’ın kullarıyla paylaşır. İkramda bulunur, ihtiyaç sahiplerine yardım eder, ihtiyaçlarını giderir. Sadaka-i Cariye’de bulunur. Yol yaptırır, çeşme yaptırır, köprü yaptırır, cami yaptırır, okul yaptırır, ağaçlar diker…
Kısacası geride insanların yararlanacağı kalıcı eserler bırakır.
Kazancının zekatını verir. Tasadduk eder… Mallarını Allah yolunda harcar…
Allah da o cömert kuluna bazen bire karşılık on, bazen yüz, bazen yediyüz, bazen de sınırsız zenginlik verir.
Cömert insanlar, hem Kur’an-ı Kerim’de ve hem de Hadis-i Şeriflerde ziyadesiye övülmüştür.
Bazı insanlar da dünyevi servetlere sahip olmuşlar ama fakirlere, yetimlere, kimsesizlere, yolda kalmışlara, kalpleri İslam’a ısındırılmak istenenlere, ihtiyaç sahiplerine “servetleri azalacak, yok olup gidecek” diye yardım etmezler.
Dostlarına ikram etmez, Sadaka-i Cariyede bulunmazlar. Yani yol yaptırmaz, köprü yaptırmaz, çeşme yaptırmaz, cami yaptırmaz, okul yaptırmaz, Kur’an Kursu yaptırmazlar.
Bu tip insanlara güzel şeyler nasip olmaz. Ancak mallarını ve servetlerini nefsani arzuları ve şeytani fikirleri uğruna tüketirler…
Bu tip insanlar toplumda ” var yemez”, “Cimri”, “nakes” , “bahil” gibi isimlerle anılırlar. ..
Bu özellikteki insanların dostları olmaz. Arkasından dua edenleri bulunmaz.
Ebedi alemde, mallarından ve servetlerinden hesaba çekilirler.
Mallarını nereden kazandığı ve nereye harcadığı sorulur.
Cimrilik, son derece kötü bir hastalıktır.
Allah-ü Taala bu konuda Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor:
“Allah’ın, Fazl-u Kereminden kendilerine verdiği nimetleri (Allah yolunda sarfetmeyip) cimrilik edenler, bu (nimet bolluğu)nun, kendileri için hayır olduğunu sanmasınlar. Aksine bu onlar için şerdir. Cimrilik ettikleri o şey, kıyamet günü boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah’ındır. Allah, yaptıklarınızdan hakıyla haberdardır.” (Al-i İmran Suresi, Ayet:180)
“Elini boynuna asıp bağlama; onu büsbütün de açıp yayma. Aksi halde kötülenmiş olur, pişmanlık duyarsın” (İsra Suresi, Ayet:29).
“Ey Muhammed! Altın ve gümüşü biriktirip de onu Allah yolunda sarf etmeyenleri, cehennem ateşinde kızdırılıp onunla, alınlarının, yanlarının ve sırtlarının dağlanacağı, “ İşte bu, kendiniz için biriktirdiğiniz şeylerdir; o halde bu biriktirmiş olduğunuz şeyleri tadın” denileceği günkü acı azap ile müjdele”.( Tevbe Suresi, Ayet:35)
Peygamberimiz (s.a.v) de şöyle buyuruyor:
“Cimri insan, Allah’tan uzaktır, Cennetten uzaktır ve insanlardan uzaktır. Cehenneme yakındır” ( et-Tâc 5/41)
“Bozguncu, yaptığı iyiliği başa kakar ve Cimri Cennete giremez” ( et-Tâc, 5/41)
Sevgili Gençler,
Peki Cömert kimdir ve Cömertlik nedir?
Cömert; “Eli açık, ikramda bulunan, kerem sahibi” gibi anlamlara gelir. Cömertlik; insanın, sahip olduğu imkânlardan, muhtaçlara meşrû ölçüler içinde ve Allah rızasından başka hiç bir gaye gütmeden, ihsan ve yardımda bulunmasını sağlayan üstün bir ahlâk kuralıdır.
Cömertlik, insanın malını israf derecesinde harcaması demek değildir.
İslam Dini, cimriliği yasakladığı kadar israf etmeyi de yasaklamıştır. Ayrıca insanları cimrilikten sakındırıp cömertliği teşvik etmiştir.
Peygamberimiz (s.a.v) Efendimiz, insanların en cömerti idi. Kendisinden bir şey istenildiği zaman, asla yok demezdi. Yanında varsa verir, yoksa olanlardan alıp da verir veya verilmesini emrederdi.
Ashab-ı Kiram da cömertlik konusunda birbirleriyle yarış ediyorlardı.
Cömertlik, ruhun bir melekesidir. İnsanları, muhtaç olanlara vermeye, ihsanda bulunmaya sevk eder.
Bu melekeye sahip olan kişi, ferdî ve içtimaî alanda lüzumlu olan her şeye yardım eder.
0 hiç kimsenin zorlaması olmadan ihsanda bulunmayı candan ve gönülden ister.
Bir başka örnek de; Hz Ebû Bekir’in Hicret esnasında mağarada hayatını tehlikeye atarak canını, sevdiği Hz Peygamber için feda etmesidir.
Kur’an-ı Kerîm’de cömertlik, cihat ile aynı seviyede tutulmuştur.
Allah’ın insanlara verdiği rızıktan diğer kulların da yararlandırılması istenmiştir.
Cömertliğin, kıyamet gününde insanı her türlü sıkıntı, elem ve kederden kurtarmaya vesile olacağı bildirilmiştir.
Bazı ayetlerde cömertlik, alışverişe benzetilmiş; Allah Teâlâ’ya verilen bir borç olarak temsil edilmiştir.
Kalpler, cömertlik sayesinde temizlenir.
Cenab-ı Hak şöyle buyuruyor:
“Onlar (mü’minler) öyle kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman kalpleri titrer; başlarına gelene sabrederler, namaz kılarlar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden (Allah için) harcarlar.” (Hac Suresi, Ayet:35)
Hz Peygamber (s.a.v), şöyle buyurur:
“Cömert kişi, Allah’a yakın, Cennet’e yakın, insanlara yakın ve Cehennem ateşinden uzaktır.
Hasis (Cimri) insan, Allah’tan uzak, Cennet’ten uzak ve Cehennem ateşine yakındır. Cömert cahil, ibadet eden cimriden Allah’a daha sevimlidir.” (Tirmizî, Birr, 40)
“Gıbta edilecek kişilerden biri de cömertlerdir.”(Buhârî, Temennâ, 5; Tevhid, 45)
İslam âlimleri cömertliği şöyle derecelendirirler:
Sehâvet: Malının bir kısmını dağıtarak yapılan cömertlik. Bu, cömertliğin asgarî derecesi olarak kabul edilir. Zekât vermek gibi.
Cûd: Malının çoğunu dağıtıp, geriye azını bırakarak yapılan cömertlik. Hz Ebû Bekir’in çoğu zaman cihat için yaptığı yardım gibi.
Îsâr: Kendi için gerekli olan bir şeyi, zarar ve sıkıntılara katlanarak kendisi kullanma yerine, başkalarının istifadesine sunarak yapılan cömertlik.
Bunun Asr-ı Saadet’teki misâli; Medineli müslümanların (Ensar), Mekkeli Muhacirleri şehirlerine davet edip onları her şeylerine ortak ederek Allah Teâlâ’nın takdirini kazanmalarıdır.
Bu konuda Cenab-ı Hak şöyle buyuruyor:
“O takva sahipleri ki, bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar, öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah da güzel davranışta bulunanları sever.” (Al-i İmran Suresi, Ayet: 134)
Peygamberimiz, insanlara dünyada yaşadıkları sürece cömert olmalarını, işi öldükten sonraya bırakmamalarını tavsiye eder: “Sadakanın en iyisi bizzat kendisinin vereceği sadakadır. Sadaka sağ iken, malınız elinizde iken, istediğiniz kimseye istediğiniz kadar verdiğinizdir. Yoksa can boğaza geldikten sonra geç kalmış olursunuz. Sizden sonrakiler istediklerini yapar.” (Sahih-i Buhârî, Vesâya, 14)
Câbir b. Abdullah şöyle derdi: “Resûlullah (s.a.v) kendisinden herhangi bir şey istendiğinde, asla, “hayır” dememiştir.”
Gazali der ki: “Malı olmayan kişide hırs değil kanaat olmalıdır. Malı olan kişide ise cimrilik değil cömertlik olmalıdır.
Sevgili Gençler,
İnsanın kendisi ihtiyaç içindeyken başkalarını düşünmesi, onları kendisine tercih etmesi çok büyük bir cömertlik örneğidir.
Hayatınız boyunca cömert olun ama cimri olmayın. Bir de israf etmeyin.
Cömertlikte “iki cihan saadeti”, cimrilikte ise, “ hüsran ve perişanlık” vardır.
Cömert insanlar, dünyanın en mutlu insanlarıdır. Cimriler ise, dünyanın en bedbaht insanlarıdır.
Cömert insanların yüzleri daha dünya hayatında bile nur gibi parlar, cimri insanların yüzü ise katran gibi simsiyahtır.
Cömert insanlar toplumda çok sevilir ve takdir görürler, Cimriler ise toplumda yalnızlığa terk edilirler.
Cömertlik, ömrünüzün sonuna kadar en önemli özelliğiniz olsun!…